SSS

Sıkça Sorulan Sorular

Pek çok erkek hayatının belirli dönemlerinde saç dökülmesi problemi ile karşılaşır ve bu durum yaş ilerledikçe artar. Yirmili yaşların sonlarında yaklaşık %12 erkek saç dökülmesi sorunu ile yüzleşir. Ellili yaşlarda ise erkeklerin genetik dökülme ve kellikle farklı derecelerde karşılaşma oranı çevresel faktörlerin etkisiyle de giderek artmaktadır. Saç kaybı problemi sebebine göre geçici olduğu gibi kalıcı da olabilir.

Erkeklerin ve kadınların en büyük estetik sorunu haline gelen Androgenetik yani ailesel saç dökülme problemidir. En yaygın saç dökülme şekli erkek tipi saç dökülmesidir. Başın üst kısmında başlar ve zamanla ön hat çizgisi kaybolur. Saçlar incelmeye başlar. Böylelikle bu bölge kelleşir. Bu süreç uzun süre devam eder ve sadece ensede biraz saç kalır. Androgenetik alopesinin en büyük sebebi bir androjen hormonu olan testesteronun değişim göstermesidir. Testesteron, 5-Alfa Redüktaz adıyla bilinen bir enzim ile birlikte Dihidrotestosterona (DHT) dönüşür. Bu hormon saçlara sinyaller gönderir ve saçların güçsüzleşmesine, seyrekleşmesine neden olur.

Erkeklerin %30’u 25 yaşında, %40’ı 40 yaşında, %50’si 50 yaşında Androgenetik Alopesi belirtisi gösterir.

Son yıllarda erkek saç dökülmeleri 18’li yaşlara kadar inmiştir. Erken teşhis, ve doğru uygulamalar bu sebeplerin hepsini yavaşlatır ya da durdurur.

Kadınlarda saç dökülmesinin nadir olduğu düşünülse de %30 kadında yaşamı boyunca en az bir kez saç tellerinde incelme gözlenmektedir.


Aşırı veya normal olmayan saç kayıplarına tıp dilinde “alopesi” denmektedir. Alopesinin birçok farklı türü bulunur ve kadın veya erkek fark olmaksızın tüm insanlarda belirtileri aynıdır. Taşıdığımız genler, geçirilen rahatsızlıklar veya hamilelik gibi durumlar, kadınlarda Alopesinin, yani kadınlarda saç dökülmesinin nedenleri olabilir.


Androgenetik alopesi

Kadınlarda görülen saç dökülmelerinin yaklaşık %90′ı androgenetik alopesi şeklindedir. Bu tür saç dökülmelerinin erkeklerde görülen şekline “erkek tipi saç dökülmesi”, kadınlarda görülen şekline ise “kadın tipi saç dökülmesi” denmektedir. Androgenetik alopesinin bu şekilde ayrılmasının sebebi, kadın ve erkeklerde dökülme şeklinin farklı olmasından kaynaklanır. Erkeklerde şakaklarda başlayan ve daha sonra saç çizgisinin geriye doğru kaymasıyla daha da belirginleşen dökülme, kadınlarda başın tepe kısmında ve yan kısımlarında seyrelme şeklinde kendini gösterir. Bu nedenle bu tür saç dökülmelerinin farkedilmesi, erkeklere nazaran kadınlarda daha zordur.


Androgenetik alopesinin nedeni androjenlerdir (erkeklik hormonu), ve genellikle kalıtımsal olarak gerçekleşmektedir. Doğum kontrol hapları, kistler, menopoz ve hamilelik gibi faktörler de vücudun hormon dengesini bozduğundan, bu gibi nedenlerle de androgenetik alopesi oluşabilir.

Kadınlarda saç dökülmesinin seviyelerine örnek aşağıda gösterilmiştir.

Kadınlardaki saç dökülmeleri menapoz,  gebelikte ve gebelik  sonrasında  artar .Dış etmenler , medikasyon (kullanılan ilaçlar), hormonal  ve mevsimsel değişikliklerde  dökülmeler hızlanır. Neyse ki kadın tipi dökülmeler  çok yavaş ilerlediğinden ve incelme çok şiddetli olmadığından kadınlarda tam olarak bir açıklık oluşumu pek görülmez. Medikal koşulların düzeltilmesi ve altta yatan hastalığın teşhis ve tedavisi ile kadınlarda görülen dökülmeler durur ve saçlar normal durumuna döner.

Genetik tipteki   saç dökülmesinde, kadın genlerini baba ya da anne tarafından almış olabilir. Bu tip yaygın dökülmelerde aromataz enzimi ve 5 alfa redüktaz enzimleri önemli role sahiptir . Erkeklerdeki  dökülmenini bir numaralı sorumlusu olan 5 alfa redüktaz enzimi kadınlarda daha az miktarlarda bulunur ve testesteronu  dihidrotestesterona (DHT) çevirir. Aromataz enzimi ise kadınlık hormonları olan estron ve estradiol yapımında yer alır, daha çok kadınlarda bulunur ve DHT miktarını azaltır.

Saçlarınızı yıkarken RECTIWA kepek karşıtı şampuanı ile saç derisine biraz daha uzun (yaklaşık 3 dakika) parmak uçlarınızla masaj yaparak bekletebilirsiniz. Bu RECTIWA içeriğindeki aktif maddelerin saç derisine etki göstermesi için daha fazla zaman tanıyacaktır. 

Saçlarınızı ılık su kullanarak yıkayın, çok sıcak su kullanmayın. Çünkü sıcak su saç derisindeki bakterilerin çoğalmasına sebep olabilir.

Saçlarınızı sert ve doğal olmayan fırçalar kullanarak taramayın, bunun yerine doğal malzemelerden yapılmış tarak veya fırça kullanın.

Yüksek ısıda saç kurutma cihazı ya da saç şekillendirici kullanmaktan kaçının. Çünkü bunlar saç derinize zarar verici uygulamalardır.

Saç derinize zarar verebilecek zararlı kimyasallar içeren saç boyalarını kullanmaktan kaçının.

Sağlıksız beslenme alışkanlıkları veya sürekli stres tek başına kepeğe neden olmaz ancak mevcut durumu alevlendirebilir.

Erişkin bir insanın saçla kaplı deri yüzeyi yaklaşık 1000 cm2 dir. Her cm2 ye ortalama 100 saç teli düşmektedir. Normal bir erişkinin saçlı derisinde ortalama 100 bin saç teli vardır. Bu rakam beyaz ırk içindir. Sarı ırkta bu sayı 140 bin civarında, esmer ırkta 110 bin civarındadır.

Aslında bütün vücudumuz ( el ayak tabanları ve dudaklar hariç ) kıllarla kaplıdır ancak çoğunluğu melanin içermediğinden çıplak gözle görülemeyecek kadar renksiz ve küçüktürler. Vücudumuzdaki kıl sayısı saçımızdakinin 10 katından daha fazladır. Göğüs, omuzlar, sırt, koltuk altı ve genital bölgeler kılların daha güçlü çıktığı alanlardır.

Kıl; içerdiği az miktardaki suyun yanı sıra Karbonhidratlar, Üre, Ürik asit, serbest Aminoasitler, Fosfolipitler, Kolesterol, Yağ asitleri ve en önemlisi Keratin açısından zengindir. Kılın esas yapısı, 18 Aminoasitten oluşan ve dermal papillanın tabanında bulunan Keratinositler tarafından meydana getirilen Keratindir.

KERATİN
Keratin, vücudumuzun bir çok bölgesinde çapraz bağlı sarmal yapıda bulunan lifli bir proteindir. Metyonin ve Sistein aminoasitleri (proteinleri oluşturan yapı taşları) açısından zengin olan Keratin suda neredeyse çözünmeyen ender proteinlerden olduğu için saça dayanıklılık verir.
Yapısı

  • Hidrojen: Saçlara esneklik kazandıran keratindeki hidrojen bağlarıdır. Hidrojen iyonları konumları ile saça parlaklık kazandırır.
  • Sülfür: Keratini oluşturan Polipeptid zinciri sülfür köprüleri ile birbirine bağlanır. Saçlar, birbirine sülfür köprüleri ile bağlanan Keratin moleküllerinden oluşur. Sülfür bağlarının kuvvetli özellikte olması saçın fiziksel ve kimyasal etkilere karşı direnç kazanmasını sağlar. Disülfür bağları ancak, Ultaraviyole Işık, yüksek ısıya maruz kalma, Oksidan maddeler, kuvvetli Asidik ve Bazik maddelerin etkisiyle parçalanabilir.
  • Cystein:  Di sülfit bağlarıyla bağlanan çapraz bağlar Cystine i sert yapıda olan Cystein e dönüştürerek saça sertlik ve dayanıklılık katar
  • Proteinler: Kılın yapısındaki proteinler suda çözünmez ve proteolitik enzimlere karşı direnç gösterir.
  • Saçınızı her gün yıkamayın. Her yıkamada bazı şampuanlardaki kimyasal maddeler saçtaki koruyucu yüzeyi aşındırır.
  • Saç tipinizi tespit edip, saç tipinize uygun ürünleri kullanın. Saç tipinize uygun ürünler, saçlarınızın ihtiyacına göre etken maddeler içerdiğinden saçınızın ihtiyacı olan bakımı sağlamış olacaksınız.
  • Haftada bir kere saç tipinize uygun bakım kürü uygulayın. Bu tür saç bakımları kuru saça bolca nem verir ve saç yüzeyini korur.
  • Saçınızı asla yüksek ısıyla şekillendirmeyin! Saç düzleştirme (sıcak maşaları) ve fön makinelerinin sıcak havası saçınızın nemini alır ve saçlarınızın kuruyup zamanla cansızlaşmasına sebep olur.
  • Yeni bir saç kurutma makinesi alırken ısı koruma ayarının olup olmadığına bakın. Aşırı ısınmaya karşı makinanızı kontrol edebilmelisiniz. Aksi takdirde saç deriniz bu ısıdan etkilenir ve saçınız yüksek ısıdan dolayı nemini yitirir.
  • Saç derinize parmak uçlarınızla masaj yaparsanız, kan akışını düzenlenir ve sebum salgısı artar.
  • Saçınızı aşırı sıcak suyla yıkamak yerine ılık suyla yıkayın, çünkü sıcak su saçınızdaki koruyucu tabakasındaki maddelerin etkinliğini azaltır. Ilık su saçınızı korurken sebum dengesini de sağlar. Eğer saçınız uzun ise, saçınızın uç kısımlarını soğuk suyla durulayın, bu saçınızın kaygan ve parlak olmasını sağlayacaktır.
  • Çok gerekli olmadıkça saç spreyleri, köpüklü ürünler, jeller ve diğer Alkol içeren ürünleri kullanmaktan kaçının çünkü içeriğindeki kimyasal maddeler saçınızın nemini alarak kurumasına sebep olur.
  • Tarak, fırça gibi saç bakım ürünlerinizin malzemesi de oldukça önemli. Kalitesiz ve kimyasal içerikli ürünler saçınıza ve cildinize zarar verebilir.
  • Önce ıslak saçınızı geniş dişli tarakla açın. Daha sonra saçı nazikçe tarayın. Islak veya sulu saç zarar görmeye daha müsaittir.
  • Saç derinizi zorlamayan saç modelleri tercih edin, sıkı topuzlardan ve saçın direncini azaltan saç şekillendirme ürünlerinden kaçının.
  • Saçınıza özenle bakın. Sert muamele ile saçınızı çok fazla germek daha sonraki süreçlerde saça zarar verebilir.

İnsanda, baş üzerinde önden yüz, arkadan ise ense ile sınırlanan ve saç biten bölge saç derisi olarak adlandırılır.

Saç derisi ve cilt benzer yapıdadır. Saç derisi kafatasını kaplayan deridir ve vücudun diğer kısımlarını kaplayan deriden daha fazla kılcal damar, sinir, yağ ve ter bezlerine sahiptir. Saç derisi 100 000 -150 000 kıl kesesi olarak görev yapan saç foliküllerinden oluşur.

Saçlı deri yüzeyden derin tabana doğru 5 tabakadan oluşmuştur. Bu tabakalar

  1. Deri
    Saçlı derinin en yüzeysel tabakası olan deri başın arka bölgesinde çok kalın iken, ön bölgede en ince halini alır. Kalınlık 8 ile 3 mm. arasında değişir. Deri tabakası içinde saç, yağ bezleri ve ter bezleri bulunur.
  2. Deri altı
    Deri  altı tabaka yağ dokusundan zengindir. Kilo alıp verme ile saçlı derideki yağ dokusu miktarında değişme görülmez.  Deri sağlamlığını oluşturan fibröz bölmelerden zengin olduğundan  daha dirençli  yapıdır. Saçlı derinin yatay seyreden büyük damarları ve sinirler deri altı yağ dokusunun alt seviyelerinde seyreder.
  3. Destek tabaka (Aponeurosis )
    Saçlı derinin üçüncü tabakası Adele ve Adele devamı olan sert tabakadan oluşur.
  4. Gevşek bağ doku tabakası
    Dördüncü tabaka ise gevşek bir yapıya sahiptir. Bu tabaka üstünde bulunan üç tabaka tek tabaka halinde kolaylıkla ayrılabilir.
  5. Kemik dış örtü tabakası ( Pericranium )
    Gevşek tabaka altındaki tabaka kemiğe sıkı olarak yapışmıştır. Kemiğin büyümesi, kalınlaşmasını  ve onarımını sağlar.

OLAĞAN SAÇ DÖKÜLMESİ

Saç dökülmesi, saçların cansızlaşması ve incelmesi gibi birçok nedenden dolayı ortaya çıkabilir. Ömrünü tamamlamış saç kendiliğinden veya dış etkilerle (tarama, şampuanla yıkama, fırçalama, saça şekil verme çalışmaları) dökülür. Bunun yerine yeni saç çıkar. Gün içinde 100-150 tele kadar saç dökülmesi uzman kişiler tarafından normal kabul edilmektedir.



GEÇİCİ SAÇ DÖKÜLMESİ

Saç birçok nedene bağlı olarak dökülür. Dökülmenin nedeni tespit edilmeden doğru bir tedavi yaklaşımı sağlanamaz. Bu nedenle dökülmenin hangi nedenle olduğunu bilmek önemlidir. Saç dökülmesi hem erkeklerde hem de kadınlarda görülebilir. Bu saç kayıpları genetik ya da kronik bir hastalıktan kaynaklanmadığı sürece doğru ve etkili uygulamalarla tedavi edilip giderilebilir. Örneğin hamilelik döneminde yaşanan saç kaybı, Çevresel faktörlerin etkisiyle yaşanan saç kaybı, hava kirliliği, mevsimlerin etkisiyle yaşanan saç problemi, yorgunluk, stres, sağlıksız beslenme, uygunsuz saç bakımı, zararlı kimyasal içeren saç kozmetik ürünleri gibi sebeplerden dolayı yaşanan saç problemi geçici bir sorundur. Bu sorunlar doğru uygulamalar ile kontrol altına alınıp giderilebilir.

KALITIMSAL SAÇ DÖKÜLMESİ

Toplum içinde ırsi olarak ta tabir edilen genetik, bir çok hastalıkta geçerli olup aile bireylerinde anne, baba, amca vb. genetik hastalıklar yer alması durumunda bireylerde ortaya çıkabilir.
Erkeklerin ve kadınların en büyük estetik sorunu haline gelen Androgenetik yani ailesel saç dökülme problemidir. Erkekler arasında yapılan araştırma sonucunda dökülme nedenlerinin %90′ı genetik  dökülmeden kaynaklanmaktadır. Bu problem sadece beylere özgü olmayıp kadınlar içinde geçerli bir sorundur. Güzel yönü erkekler kadar yüksek bir oran olmayıp, kadınların %60′lık bir kısmında genetik saç dökülmesi görülmektedir.

Sağlıklı bir saç derisinde 100 000-150 000 civarında kalın terminal saçlar üreten saç kökü bulunmaktadır. Bunlar 1-4 arasında kıl içeren topluluklar şeklindedirler. Sağlıklı bir bireyin kafasında 50 000-65 000 civarında saç teli vardır.

Saçın büyüme döngüsü, birbirini izleyen Anajen, Katajen ve Telojen olmak üzere 3 fazdan oluşmaktadır.

AKTİF BÜYÜME FAZI

(ANAJEN)
Aktif büyüme dönemidir. İnsanlardaki saçın yaklaşık %85 i bu fazdadır.  2-6 yıl kadar sürebilir.

GEÇİŞ FAZI (KATAJEN)

Katajen fazı dinlenme dönemi takip eder ve normalde 1-4 ay sürer. Bu süre boyunca saç büyümez. İnsan saçının yaklaşık olarak  % 15 i bu fazdadır. Telojen faz, saç köklerinin dinlenme dönemidir. Bu fazda Eksojen ve Kenojen olmak üzere iki dönem gözlenir.
Eksojen: Saçın dökülme sürecine denir.
Kenojen: Saç döküldükten sonra folikülün boş kaldığı döneme denir.
Telojen fazın sonunda Saç derisinin sağlık durumuna göre yeni sağlıklı saçlar çıkar ve böylece yeni bir saç büyüme döngüsü başlar. Bu saç döngüsü neticesinde günde 50-100 adet saç telinin dökülmesi normaldir.

DİNLENME FAZI (TELOJEN)

Saçın günlük büyüme hızı, saçın bulunduğu döneme göre değişiklik gösterir.

  • Kremsiz ve şeffaf görünümlü şampuanlar kullanın, kremli şampuanlar yağlanma sürecini hızlandıracağından yağ içermeyen şampuanları tercih edin.
  • Yağ bezleri gece daha çok çalışma özelliğine sahip olduğundan, saçınızı sabah erken saatte yıkarsanız saçınızda daha uzun süreli temizlik sağlarsınız.
  • Saç derisine uygulanan sıcaklığın yüksek olması sebum üretimini arttırdığından saçınızı yıkarken sıcak su kullanmaktan kaçının, bunun yerine ılık su kullanın.
  • Saçınıza ısı etkili saç şekillendirme ürünleri ile çok sık uygulama yapmayın. Bu hem saçınızı dış etkilerden koruyan yüzeye zarar verir. Bu sebeple çevreden toz, kir, zararlı maddeler saçınızın yüzeyine daha kolay tutunarak kirli görünmesine sebep olur.
  • Saç fırçası üretilen sebumu köklerden tüm saça taşıyacağından fırça yerine doğal maddelerden üretilmiş tarak ile saçınızı taramanız faydalı olacaktır.
  • Saç durulama süresini mümkün olduğunca uzun tutun. Şampuan veya bakım ürünlerinin tamamen saçınızdan arınmış olması gerekir.
  • Saç tipinizi tespit ederek, yağlı saçlar için geliştirilmiş özel şampuanlar tercih edin.
  • Saç şekillendirme ürünlerini saçlarınızın uç kısımlarına uygulayın, kesinlikle saç diplerine gelmemesine özen gösterin. Çünkü saç köklerine nüfuz eden maddeler saçlarınızın daha fazla yağlanmasına sebep olacaktır.